Göç İdaresi, İstanbul'da ikamete kısıtlama getirilen mahallelerin sayısının arttığını ve şehrin farklı bölgelerine dağılmış 54 mahalleye ulaştığını duyurdu. Bu mahallelerde ikamet izni başvurularının kabulü tüm uyruklardan yabancılar için askıya alınacaktır. Bu mahalleler arasında Avcılar, Bahçelievler, Başakşehir, Beşiktaş, Beylikdüzü, Beyoğlu, Esenyurt, Fatih, Küçükçekmece, Sarıyer, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye ve Zeytinburnu gibi bölgeler yer alıyor.
Şu anda Türk hükümeti yabancıların belirli bölgelerdeki varlığını düzenlemeye yönelik politikalar izliyor, ancak bu Türkiye'nin kapılarını yabancılara kapattığı anlamına gelmiyor. Aksine, Türk hükümeti yabancı yatırımcılar için oturma izinlerinin yenilenmesi, sağlık sigortası ve diğer hizmetler gibi birçok kolaylık sağlamaktadır. İstanbul'da kısıtlama getirilen mahallelerin oranı, mevcut mahallelerin sayısına kıyasla çok azdır; bu da İstanbul'da konut, gayrimenkul yatırımı veya Türk vatandaşlığı almak amacıyla mülk satın almak isteyen yabancılar için birçok seçenek olduğu anlamına gelmektedir.
Bu kısıtlamaların duyurulması, Türkiye'nin, aralarında Türk ekonomisinin temel itici gücü olarak görülen yatırımcıların da bulunduğu yabancılara kapılarını kapatmaya doğru mu gittiği sorusunu gündeme getirmektedir. Bu soruya cevap verebilmek için seçeneklerin daraltılması ile mevcudiyetin düzenlenmesi arasında bir ayrım yapılmalıdır. Bu kısıtlamalar belirli bölgelerde ikamet etme olasılığını sınırlarken, yabancıların Türkiye'ye girmesini veya yatırım yapmasını engellemek anlamına gelmemektedir.
Bu politikanın benimsenmesine katkıda bulunan muhtemelen birkaç faktör vardır. İlk olarak, amaç yabancılarla aşırı kalabalıklaşan, kiraların ve hizmet sunumunun artmasına neden olan bazı bölgelerdeki nüfus baskısını hafifletmek olabilir. İkinci olarak, bu politika yabancıların şehirdeki coğrafi dağılımını düzenlemeyi ve onları daha az yoğun nüfuslu bölgelere yerleşmeye teşvik etmeyi amaçlıyor olabilir. Üçüncü olarak, güvenlik ve sosyal kaygılar bu kararların alınmasında rol oynayabilir.
Bu kısıtlamalar yabancı yatırımcılar için endişe verici görünse de, Türkiye'de yatırım yapmanın önünde bir engel teşkil etmemektedir. Türk hükümeti yabancı yatırımcılar için oturma izinlerinin yenilenmesi ve sağlık sigortası da dahil olmak üzere birçok kolaylık sunmaya devam etmektedir. Ayrıca, İstanbul'daki kısıtlı alanların yüzdesi, şehrin toplam alanına kıyasla küçüktür ve gayrimenkul yatırımı için başka birçok seçenek bırakmaktadır.
İstanbul'da konut, gayrimenkul yatırımı veya Türk vatandaşlığı almak amacıyla mülk satın almak isteyen yatırımcılar için hala gelecek vaat eden fırsatlar sunan birçok mevcut alan bulunmaktadır. Yatırımcılar yeni kısıtlamalara tabi olmayan bölgelere odaklanabilir veya Türkiye'nin diğer bölgelerindeki mülkleri arayabilirler. Ayrıca, İstanbul'un ilçelerinde, ihtiyaçları karşılayan özelliklere sahip ve stratejik konumlardaki en iyi mülkleri keşfetme konusunda yardım sağlayabilecek "Mbany Real Estate" gibi uzman emlak şirketlerinin uzmanlığından da yararlanabilirler.
"Mbany Real Estate" olarak, bu kısıtlamaların Türkiye'deki yabancı yatırımcılar için bir son olmadığını vurguluyoruz. Türkiye'de ikamet ve gayrimenkul yatırımı ile ilgili yasa ve yönetmeliklerdeki değişiklik ve güncellemelerin tamamen farkındayız ve müşterilerimize doğru ve güvenilir bilgi sağlamayı taahhüt ediyoruz. Ayrıca, ihtiyaçlarına ve yatırım hedeflerine uygun mülklerin seçiminde onlara tam destek sağlıyor ve gerekli tüm yasal ve idari prosedürleri tamamlamalarına yardımcı oluyoruz.
Sonuç olarak, İstanbul'da ikamet için sınırlandırılmış mahalleler politikasının şehirdeki yabancı varlığını düzenlemeye yönelik bir adım olduğu ve yabancılara, özellikle de yatırımcılara kapıları kapatmak anlamına gelmediği söylenebilir. Bu kısıtlamalar mevcut seçenekleri sınırlasa da ortadan kaldırmamaktadır. Yabancı yatırımcılar bu değişikliklere uyum sağlamalı ve şehrin diğer bölgelerinde veya Türkiye'nin diğer bölgelerinde alternatif fırsatlar aramalıdır. Özel uzmanlığın yardımıyla yatırım hedeflerine başarıyla ulaşabilirler.